Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde beş bin engelli insan var. Bu insanları çevreleriyle birlikte düşündüğünüz zaman en az yirmi bin insanın bire bir içinde olduğu bir kesim ortaya çıkıyor. Peki, bu insanlarımız toplum ve devlet yapısı içinde kendilerini hangi noktada görüyorlar? Sorunları hangi düzeyde? İlgilenen var mı? Ya da bu ilgi yeterli mi? Erçin Şahmaran bu soruları KKTC Engelliler Federasyonu ve Kıbrıs Türk Görmezler Derneği Başkanı Derviş Yücetürk’e sordu. Ülkemizdeki engelli insanlarımıza karşı bir duyarsızlık var mı? “Halkımızın engelli insanlara bakış açısı duyarsız denecek kadar kötü değil. Halkta bir duyarlılık ve ilgi var. Bunu yaptığımız etkinliklerde ve karşılıklı diyaloglarda görebiliyoruz. Tabi ki bazı noktalarda eksiklikler var. Bunlarda eğitimden kaynaklanıyor. Örneğin engellilere ait park yerlerine daha çok engelli olmayan insanlar park ediyor. Soruyorum neden buraya park ediyorsunuz? “Bende beyin engelliyim” cevabını alıyorum. Bunlar üzücü. Düşünün o park yerine gerçekten ihtiyacı olan insanlar var. Yürüyemeyen insanlar var. Ama çoğu zaman sadece tartışmakla kalıyoruz. Belediyelerin bu gibi durumlarda ceza yazma yetkisi var ama uygulanmıyor. Genel bir yasa gerekli”. Peki, yöneticiler duyarlı mı? “Maalesef esas duyarsız olanlar yöneticilerimiz. Yasaları çalıştırıp, gerekli tüzükleri çıkarmıyorlar. Mayıs 2012’de özel eğitim yasası geçti ama uygulama yok mesela. Özel eğitim yasası koruma getirecek. Aile çocuğu eğitime göndermeme kararını veremeyecek. Çocuğunu eğitime göndermezse polis çocuğu aileden alabilecek. Tüm eksiklilerimiz, altyapılarımız ayrı bir bütçesi olacak olan bu yasayla giderilecek. Yani taşıma suyuyla değirmeni ne kadar çevireceksiniz? Bu yıl Türkiye’den otuz dört eğitimci geldi. Bu yasa zamanında çıkarılsaydı bu ihtiyaçları kendi insanımızla giderebilirdik ve sürekliliği sağlayabilirdik. Sözleşmeli gelen insan iki yıl için gelir daha sonra ülkesine döner. Sonuçta bize çok faydası olmaz. Ülkemiz üniversitelerinde özel eğitim konusunda açılan bölümler var ama henüz mezun yok”. Ülkemizdeki engelli insanlar için en önemli ve öncelikli sorun nedir? “En önemli sorunumuz eğitim. Bir diğer önemli sorun ise sosyal güvence. Bunların yanında istihdam da önemli sorunlardandır. Ve tabi ki hepsi önceliklidir. Rehabilitasyon eğitimi hiç yoktur. Eğitim günü birlik olmamalı. Randımanlı bir eğitim düzeni için yaşam boyunca rehabilitasyon şart. Bunun için birimler kurulmalı. Yani bu insanları güçsüzler yurduna, kronik hastaların içine koyarak bu işler olmaz. Engelliler için tüm dünyada olduğu gibi ömür boyu rehabilitasyon evleri olması lazım. Ulaşım da bir sorundur. Bugün bu ülkede normal insanlar için bile ulaşım sorundur. Sinyalizasyon yok, rampa yok, özel asansör yok ve düşünün hastanede bile yok. Bu noktada Lefkoşa Türk Belediyesinin bize önemli katkıları oldu. Onu söylemeliyim. Örneğin; Güney Kıbrıs’ta bile geçerli olan engelli amblemlerini bize sağladılar. Yani engelliler araçlarını istedikleri yere park edebilirler. Zabıtalar dahi yazamaz. Ve bu Rum tarafında da geçerli bir durumdur.” Güney Kıbrıs’la bir karşılaştırma yaparsak bu konuda bir farkımız var mı? “Onlar bizden bir adım daha ileridirler. Biz gidip inceledik. Çok ileri durumda bir özel eğitim merkezleri yok. Ama daha anlayışlı olduklarını söyleyebilirim. Bu anlayış halk olarak da devlet olarak daha iyidir. Biz bu yönden onlardan çok gerideyiz. Bizde her şey sözde kalıyor icraat yok”. Engelli insanların elinde çok önemli bir güç var. Neden bu güç kullanılmıyor? “Bu güne kadar siyasetle ilgimiz olmadı. Siyasete alet olmak istemedik. Üyelerimizi hep serbest bıraktık. Ama bu konu gündemimizdedir. Ve bu gücümüzü bu seçimlerde kullanacağız. Mecliste bir temsilcimiz yok. Daha önce rahmetli Mustafa Çelik denedi olmadı. Açıkçası bizde destek vermedik. Ayrıldığımız noktalar oldu. Daha sonra Sayın Sedat Hacımehmet denedi o da engellinin desteğini tam olarak alamadı”.
Haksızlığa uğradığını düşünen herkes artık sokaklarda engelli insanlar neden bu kadar sessiz? “Şunu açıkça söyleyeyim bu seçimlerde açık kart oynayacağız. Bu konuda kararlıyız. Kendimizi sokakta değil, sandıkta göstereceğiz. İçimizde aday olmayı düşünen arkadaşlar var. Aday olunacak partiden iyi bir yer sağlanırsa desteğimizi o yönde kullanacağız. Ben şahsen hiç düşünmüyorum. Girmek istemedim. Çünkü siyaset insanı yüceltir de, küçültürde. Ben tarafsızım ve tarafsızlığımın bitmesini istemem. Ama bizim içimizden mutlaka bir temsilci olması lazım. Mecliste gereksiz birçok iş için eller kalkabiliyorken engelliler kimsenin umurunda değil. Bir dernekler yasası hazırladık. Meclise geldi bekliyor. Bu yasa çıkmazsa önüne gelen dernek açabilecek. Denetleme diye bir olay yok. İsteyen gazete, isteyen bilet çıkarır satar. Kaymakamlık denetleyemez, Sayıştaylık denetleyemez. Bu defa halkta bir güvensizlik oluşur. Kimse gelirini- giderini soramaz. Böyle dernekçilik olmaz. Ben kaymakamlıktan denetlenme istedim. Yasada böyle bir durum olmadığı için bizi denetlemediler. Ben otuz altı yıllık geçmişimi sırf örnek olsun diye denetlemeye açtım yapamayız dediler”. İstihdam konusunda özel sektörün yaklaşımı nasıl? “Özel sektör bize hiç yardımcı olmuyor. 25 kişi çalıştıran bir müessese bir engelli istihdam etmek zorunda. Asgari ücret düzeyinde cezası var. Çalışma bakanlığı konuştuğu zaman mangalda kül bırakmaz, kim olursa olsun ki bizim bakanlığımız orasıdır. Uygulamaya gelince üç-beş oy kaybedecek düşüncesiyle kimse bu uygulamaya girmez. Bu taraftan binlerce insanın oyunu kaybedecekler. Dolayısı ile istihdamı bitiremedik. 680 kişi istihdam ettirebildik. Bu insanlarımızın %80’i devlettedir. Belediyelerde olanlar var. Özel sektörde çok az %1 geçmez. 300 engelli iş bekliyor. Acil olan ve müracaatı bulunan 160 kişi var. Elli kişilik istihdam isteğimiz oldu. Bunu kabul da ettirdik. 16 Mayısta bir açıklama yapıldı ama o günden sonra haber yok. Kurultay sürecinde binlerce insan işe alınırken bit tek engelli istihdam edilmedi. Ki böyle bir icraata kimse tepki göstermezdi”. Engelli istihdamının yapılmasında prosedür nedir? “İstihdam listesini acillik durumuna göre biz hazırlarız. Ama bizde kaydı olmayanlarda var. Yani federasyona kaydı olan derneklerde üye olmayan. Biz 30 kişilik bir liste hazırladık. Çalışma bakanı 20 kişiyi de biz belirleyelim dedi. Öyle anlaştık. 30 bizden 20 onlardan tabi ki onlar siyaset için kullanacak ama olsun sonuçta engelli bir insana yarayacak. Buda olmadı. Bir kişi bile istihdam edilmedi. Tek bir belediyemiz bir istihdam yaptı. O da bu elli kişilik liste içinden değil tabi. İskele belediyesi yaptı bu istihdamı. Halil Orun, ben kendisine teşekkür ediyorum. Tamamen kendi düşüncesi ile bu istihdamı gerçekleştirdi. Bu istihdam son altı yılda bir ilk. Bu durum bu devletin ayıbıdır. İlk yasa 1993 yılında çıktı. Nakdi yardımla ilgili. Asgari ücret düzeyindeydi. Ama maalesef %60 indirdiler. 18 yaş altında olanlara da %50. Bunu asgari ücret düzeyine çıkarmaya çalışıyoruz. 20 senedir bunun için uğraşıyoruz. Yine sözlü diyalog var icraat yok. Değişiklik isteklerimiz oldu 20 maddelik birçoğu kabul edildi. Ama tüzüklerde kaldı”. Öğretmen eksikliği ne düzeyde? “Normal okullar tatil olur, burası da üç ay tatil olur. Bu engelli çocukların zamanından çalmadır. Eğitim tam olmalı. Sabahtan akşama kadar. Ve haftada birkaç gün değil. Her gün. Biz okulumuzda yeterli eğitimi veremiyoruz. Bireysel ve kitlesel eğitim almaları lazım. Müzik, eğitim, bilgisayar dersleri için profesyonel öğretmen olması lazım. Part-tıme bile alamıyoruz. Bence bazı çocukların burada yatılı kalması da faydalı olabilir. Bizim üst katımızda 22 kişilik bir yatakhanemiz var. En az dört-beş gece burada kalmaları avantajlı olabilir. Özellikle çocukların annesi çalışamıyor. Onlara maaş bağlanması lazım. Türkiye de ilgili yasa 2004 de çıktı. Ama bizden daha ileride. Oradaki yönetim bu konuda daha cömert. Görme engelliler olarak bizim sorunlarımız daha farklı. Birden fazla engellinin aynı anda eğitim alması verimli değil. Daha önce ayrıydı okullar. Yine öyle olması lazım. Bizim burayı Sayın Canan Öztoprak özel eğitim okulu yapmak istedi. Kabul etmedim daha iyisi kapatırım okulu dedim. Bizim durumumuz daha farklıdır. Ayrı eğitim almamız gerek. Düşünün 1928 de Atatürk gibi bir deha İzmir Bornova da engelli okulu açtı ve karışıktı okul. Altı ay sonra ayırmak zorunda kaldı. Bizimkiler hala bugün bunu yapmaya çalışır. Kaynaştırma eğitime sıcak bakıyoruz ama bir yere kadar”. Engelli bir insanın seçimlerde oy kullanmasıyla ilgili bir sakınca var mı? “Elbette oy kullanma hakkımız var. Yanımızda güveneceğimiz biriyle oyumuzu kullanabiliriz”.
Dernekler arasında bir kopukluk var mı? “Biz federasyonuz bir kopukluk yok. Adımlarımız ortak. Gelirlerimiz bilet ve bağışlarladır. Bizim yukarıda 22 kişilik misafirhanemiz var. Burayı kiralıyoruz. Elçilik mensupları var kalan. Misafir olarak buraya gelenler. Dome otel müşteri gönderiyor. Bu ülkede engellilerle ilgili sosyal hak ve menfaatler bir noktaya kadar alınmıştır. Ama eksikliklerimiz vardır. Yasalarımızda doldurulması gereken noktalar ve yetersizlikler var. Bizim amacımız bu insanlarımızı bu topluma kazandırmaktır. Evde kapanmalarını önlemektir. Devletimiz sosyal bir devletse bunu gösterecek, gerekli düzenlemeleri yapacak. Bizim istediklerimiz insanımızın hakkını kazanmasıdır”. Star Gazetesi, Erçin Şahmaran |